vioft2nnt8|201049142CC5|zubabi_zd|ContentPage|ContentText|0xfeff2f08000000008402000001000100

diamox

diamox eugenevugts.nl

where to buy naltrexone

buy naltrexone

serevent inhaler cost

serevent side effects

Zeki Demirkubuz’un Yazgı’sı

Demirkubuz’un Yazgı’sı, Yabancı’yla aynı değildir. Öyküler benzer, bazı olaylar aynıdır, ancak Demirkubuz’un Musa karakteriyle Camus’nün Meursault karakteri aynı insan değillerdir. Dışarıdan bakıldığında her iki erkek de birbirine benzer bir yaşam sürmektedirler; ancak içsellik açısından Demirkubuz, Musa’nın aklından neler geçtiğini bizlerin tahmin etmesini ister. Camus kasıtlı olarak Yabancı’yı birinci tekil şahsın ağzından, ama derin düşünce aktarmadan yazmıştır. Meursault’un ne gördüğünü, ne yaptığını işitiriz ama ondan çok az tahlil ulaşır bize. Aslında Meursault’un duygularını sezebildiğimiz noktalar sadece kumsalda elinde tabanca, Arap karakterin karşısında durduğu ve hapishanede idamını beklediği noktalardır.

Musa’nın gerekçeleri ve duyguları Yazgı’da irdelenmez. Filmin sonunda yaşam felsefesi hakkında söylediği bir kaç şeyi duyarız ama Musa olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlayacak belirtileri bulamayız. Yazgı hakkında yazılan bir çok makale filmden “varoluşçu” bir film olarak söz etti, ancak bu, tamamen doğru değil. Musa, varoluşu hakkında düşünmez, ya da düşünse bile, izleyici olarak bizler bu düşüncelerin ne olduğunu bilmeyiz. Meursault, varoluşuyla uzlaşmak için epeyce zaman harcamıştır; hapishanede yaşam tutkusu açısından büyük kabarmalar ve varoluşçu vahiyler yaşar. Halbuki Musa yaşama tutkusu sergilemez; yaşamak ya da ölmek konusuna ilgisiz görünür. 

Yazgı’yı izleyenlerin bir kısmının Musa ve Meursault’un (belki de Camus’nün) hemen hemen aynı insan olduğunu düşünmeleri kaçınılmaz ve talihsizdir. Bu doğru değildir. Musa’yla Meursault’un yaşamları benzerdir, benzer çevrelerden gelirler, işleri ve arkadaşları birbirine benzer, tuhaf bir biçimde birbirine benzer olaylar yaşarlar. Filmin bir noktasında savcı, Musa’nın dosyasını okurken şöyle der: “Yaşamın, bir zamanlar okuduğum bir Fransız romanındaki karakterin yaşamına benziyor”. Ancak son tahlilde, Musa ve Meursault yaşama bakışları birbirinden çok farklı olan iki farklı insandır.

Film, ihtiyatlı ve kontrollü bir tavırla çekilmiş ve gayet seyretmeye değer bir film. Demirkubuz, filmi Camus’nün romanından esinlenerek yaptığını söylemekten başka bir iddiada bulunmadığı için Yabancı’yı yanlış yorumlamakla suçlanamaz. Aslında Musa ve Meursault’yu karşılaştırmak Camus uzmanları için çok yararlı olacaktır.

Hüküm: Değerli, izlenmesi zevkli, Camus’nün Meursault karakteriyle Demirkubuz’un Musa karakteri arasında kıyaslama yapmaya izin veren bir film.

İngiltere Albert Camus Derneği.  www.camus-society.com. 2005.

İngilizce’den çevrilmiştir.